Her türlü kötü alışkanlıkların temelinde “manevî boşluk” vardır. Millî ve manevî değerlerin boşluğu bağımlılık yapan şeylerle (uyuşturucu, alkol, sigara, kumar, fuhuş, cinsî sapıklık ve her türlü yüz kızartıcı suçlar) doldurulmaktadır.

İnsanı insan yapan ve hayvanlardan ayırt eden inanç, hayâ ve ahlâk yok edilirse her türlü kötülüğün ortamı ve kaynağı hazırlanmış olur. Batı’nın fen ve tekniği elbette alınmalıdır. Ancak onların dejenere olmuş hayatları aslâ milletimize tatbik edilmemelidir. Nitekim fuhuş, kötü alışkanlıklar, cinsî sapıklık, nikâhsız birlikte hayat, evlilik dışı doğum Batı medeniyetinin bir parçası hâline geldiği en üst seviyedeki politikacıların parlamentolarında dile getirdiği ve bilim adamlarının eserlerinde itiraf ettikleri gerçeklerdir.

AB’nin raporuna göre her yıl 100 bine yakın kadın ve kız (çoğu 18 yaş altında) Batı Avrupa’ya Doğu Avrupa, Balkanlar ve Uzakdoğu’dan fuhuş için geliyor. Fuhuş mafyasının elindeki bu kadınların çoğu iş, manken, artistlik gibi vaatlerle kandırılıyor.

Geçmişte ahlâksızlık bataklığı içinde olan, azgın kavimler topluca helâk edilmişlerdir. Meselâ Napoli şehri yakınlarındaki Pompei halkı Lut Kavmi’nden beter iğrenç bir ahlâksızlık içinde iken; 24 Ağustos 79 günü Vezüv Yanardağı’nın kızgın lavları altında o çirkin hâlleri ile taş hâline geldiler. Şu anda dünyanın birçok yeri Pompei’den daha kötüdür. Bu duruma düşen milletlerin nüfusu giderek azalarak kendiliğinden yok olacaktır.

Türkiye de son derece büyük tehlike içindedir. Sigaraya başlama yaşı 10, alkol 11, uyuşturucu 12 ve kürtaj 18 hatta 14 yaşına inmiştir. Türkiye coğrafi durumu sebebiyle asırlardır doğu ile batı arasında kullanılan bir ticaret ve kültür köprüsü iken, son 50 yıldır uyuşturucu madde kaçakçılığının ana güzergâhı olmasının ötesinde, uyuşturucu mafyasının tüketici üssü hâline getirilmiştir.